(ö. 942/1535)
Doğum tarihi hakkında kaynaklarda kesin bilgi bulunmayan M.’nin, doğum yeri 16. yüzyılda Galata’ya bağlı olan Tatavla’dır (Kurtuluş). Mahremi mahlasını kullanan yazarın asıl adının Ahmed, babasının ise II. Bayezid’in musahiblerinden Tatavlalı Mehmed Bey (ö. ?) olduğu Şehname’sinde yer alan bilgilerden ve Mecmaü’l-leta’if’de yazarın adının Ahmed b. Mehmed b. Tatavul Ali olarak geçmesinden anlaşılmaktadır. Esrar Dede’nin (ö. 1211/1797) tezkiresinde zikredilen ve 950/1543 senesinde Qonya’da öldüğü kaydedilen Mevlevi Mahremi Dede’nin Tatavlalı M. ile alakası olmamasına rağmen, aynı eserde verilen gazel örneğinin M.’ye ait olduğu anlaşılmaktadır.
Medrese eğitiminden sonra Galata’da yirmi yıl kadar katiplik ve naiblik görevinde bulunan M. Piri Paşazade Mehmed Çelebi (ö. 932/1525-26?) ile Aşçızade Hasan Çelebi’nin (ö. 942/1535) bir paskalya törenini izlemek için kıyafet değiştirip Galata’da kiliseye gitmeleri üzerine, “Galataya sanem seyrine gelmiş / Sitanbuldan bir iki din ulusu” beytini söylemesi yüzünden vazifesinden azledilmiş, fakat sonra adı geçenlerden özür dileyince görevine iade edilmiştir. Galata kadısı Beyşehirli Hasan Çelebi (ö. ?) Selanik (Thessaloniki) kadılığına tayin edilince onunla birlikte gitmiştir. Aşıq Çelebi’nin (ö. 979/1572) anlattıklarına göre, 940/1533 senesinde Istanbul’a dönerken bindiği gemi düşman eline geçince eşi ve çocuklarıyla birlikte esir düşmüştür. Fidye için gerekli parayı bulmak üzere eşini ve çocuklarını rehin bırakıp Istanbul’a doğru yola çıkan M.’nin bindiği gemi Eğriboz’da (Evvoia/Evia) Qızılhisar kalesine uğradığında arkadaşı şair Esiri’den (ö. 1000/1591-92?), yakın dostlarından Katibi mahlaslı Seydi Ali Çelebi (Re’is; ö. 969/1562) ve Nigari mahlaslı Naqqaş Haydar’ın (ö. 980/ 1572) Barbaros Hayreddin Paşa’nın (ö. 953/1546) donanmasıyla Tunus’a gittiklerini öğrenince üzülmüş, fakat Seydi Ali ve Naqqaş Haydar’ın içinde bulunduğu gemi rüzgarın ters yönde esmesi üzerine Qızılhisar kalesine gelince eski dostlar buluşarak Istanbul’a beraber gitmişlerdir.
M. ailesini esaretten kurtarmak için gerekli parayı topladığı sırada Muharrem 942/ Temmuz 1535 tarihinde vefat etmiştir. Ölüm tarihi bazı kaynaklarda farklı kaydedilmiş olan M.’nin vefatına Qafzade Fa’izi (ö. 1031/1622) şu tarihi düşürmüştür: “Ah rıhlet-i Mahremi” (942/1535). Naqqaş Haydar toplanan 1700 filoriyi ailesini kurtarmak için göndermiş ve M.’nin o tarihte ölmüş olan oğlu hariç, eşi, iki kızı ve bir diğer oğlu Istanbul’a dönmüştür. Hammer ve Babinger fidye parasını Barbaros Hayreddin Paşa’nın vermiş olduğunu belirtse de, Türkçe kaynaklarda bu bilgi teyit edilmemektedir.
12280 beyitten oluşan eserin birinci bölümü (beyit 1-2263) ayrı bir cilt olup II. Bayezid’in sefer ve zaferlerinden söz eder. Eserin ikinci bölümü (beyit 2264-8944) I. Selim döneminden (918-26/1512-20), özellikle de İran ve Mısır seferlerinden söz eder. Üçüncü bölüm (beyit 8945-12280), I. Süleyman’ın saltanatının (926-74/1520-66) ilk iki yılındaki olaylar ile Belgrad ve Rodos’un fethini anlatır.
Eser biçimsel özelliklerine bakılarak üç ayrı kitap olarak telakki edilebilir. Zira her üç kitabın başında mesnevi biçiminde yazılan eserlerde olduğu gibi bir giriş bölümü vardır. Her üç kitabın girişinde tevhid (2285-2346 beyitler), münacat (2264-2284, 2347-2588), na’t (39-66, 2589-2671), miraciyye (1-38, 2672-2755), ilk dört halifeye medhiye (67-106, 2756-2795), telif sebebi (107-170, 2838-2992), devrin padişahına övgü (516-519 eksik, 2796-2834, 2993-3025) yer almaktadır. M.’nin yazdıklarından eserini sunduğu kişilerden beklediği karşılığı almadığı için bir sonraki eserini yazdığı izlenimi çıkmaktadır. Ayrıca 1. kitapta yazdığı beyitlerin birçoğunu 2. kitapta tekrar kullanmıştır. 3. kitapta tekrar edilen beyit sayısı azdır.
1. kitabın elde mevcut nüshası baştan ve sondan eksik, düzenlemesi karışık olduğu için anlatılan konularda kronoloji yoktur. Örneğin II. Mehmed’in (848-50/1444-46 ve 855-86/1451-81) ölümü sonlarda yer almaktadır (beyit 2046-2065). Bölüm başlıkları Farsça’dır. 2. kitapta bölüm başlıkları sonradan yazılmak üzere boşluk bırakılmış ancak yazılmamıştır.
Eser Hatice Aynur tarafından üç kitap birlikte olmak üzere yayına hazırlanmaktadır. Hazırlanan bu metne göre her üç kitapta yer alan olayların belli başlıları şöyledir (parantez içindekiler beyit numaralarıdır):
1. kitap: Şehzade Bayezid’in vasfı (171-192); Amasya’ya gitmesi (193-200); Tekfurun II. Bayezid’i ziyareti (212-237); Ali Paşa’nın Bogdan’a gazaya gönderilmesi (238-303); II. Bayezid’in yazı Çöke yaylasında geçirmesi (304-332); II. Bayezid’in şehzadelerinin vasfı (333-360, 1350-1386); II. Bayezid’in Edirne’ye gitmesi ve Edirne şehrinin vasfı (361-410); Gedik Ahmed Paşa’nın (ö. 887/ 1482) öldürülmesi (411-38); II. Bayezid’in Bogdan seferi (472-515); Ali Paşa’nın Qaramanlılarla savaşı; II. Bayezid’in Cem’le mücadelesi ve Cem’in Avrupa’ya gitmesi (523-868, 1019-1100, 1236-1349); Şehzade Abdullah’ın ölümü (869-910), II. Bayezid’in Istanbul’a gelmesi ve Istanbul’un vasfı (911-991) Ali Paşa’nın Qaramanlılarla savaşı (1101-1167), Şehzade Ahmed’in Muhammed Beg’le birlikte savaşı ve kazanması (1387-1478); Mesih Paşa’nın (ö. 907/1501) sadrazamlıktan azli (1536-1590); Kili kalesinin alınması ve II. Bayezid’in Kili ve Aqkirman’ı fethi (1479-1535, 1591-1688); II. Mehmed’in Sofya yaylasına ve ava gitmesi (1689-1765); Alaüddevle’yle mücadele (1785-1835); Fesad Mehmed Paşa’nın zulmü ve memleketin harab olması (1950-2009, 2029-45); II. Mehmed’in ölümü (2046-2065); Fesad Mehmed Paşa’nın katli (2091-2105).
2. kitap: II. Bayezid’in vezirlerine tahttan çekileceğini söylemesi (3088-3236); I. Selim’in tahta geçmesi ve memlekette huzuru sağlaması (3237-3300); II. Bayezid’in ölümü (3301-3336); Şah İsmail’e karşı savaş hazırlıkları; Çaldıran savaşı ve Şah İsmail’in yenilmesi; Hoy şehrinden geçerek Tebriz’e gidilmesi; şehrin teslim alınması; tüccar ve sanat erbabının Istanbul’a göçmesi (3466-3766); Gürcülerin İspir’i teslim etmeleri; savaş olmadan Bayburd’un alınması (3761-3805); kışın Amasya’da geçirilmesi (3806-3859); Macar savaşı, 920/1524 (3860-3981); baharın gelmesi; Kemah ve Sivas kalelerinin alınması (3982-4092); Diyarbekir ilinin itaaatinin kabulü (4093-4185); Alaüddevle’nin itaatsizlik etmesi ve öldürülmesi, yerine Şehsuvaroglı’nın tayini (4186-4415); Şah İsmail’in komutanı Nur Ali ile Bıyıqlı Mehmed Paşa’nın (ö. 928/1522) savaşı ve Nur Ali’nin yenilmesi (4551-4654); Adana ve Tarsus emirinin itaatini bildirmesi (4722-4738); Kapalıçarşı yangını (4791-4901); I. Selim’in Edirne’ye gitmesi ve Edirne’nin vasfı (4902-4945); Şah İsmail ve Qansu Gavri’nin Edirne’ye elçi göndermesi (4946-5015); Şah İsmail üzerine sefer hazırlıkları (5246-5345); Mısır’a elçi gönderilmesi; Mısır beylerinin Qansu Gavri’ye (ö. 922/1516) savaş için baskı yapmaları ve Qansu Gavri’nin savaş kararı alması; bunu duyan I. Selim’in Memluk topraklarına yönelmesi; Divrigi; Malatya; Sis; Rum-qale ve Tarsus kalelerini alması (5346-5909); iki ordunun Haleb’de karşılaşması; Qansu Gavri’nin yenilmesi ve kaçması ve ölmesi; Haleb’in teslim olması (5910-6409); Mardin kalesinin alınması (6462-6552); I. Selim’in Şam ve Mısır seferine karar vermesi; Şam’ı savaşsız teslim alması (6553-6619); Mısır’a gitmek üzere çölü geçmesi (6620-6890); Memlukların Tuman Bay’ı sultan seçmeleri; iki ordunun Ridaniyye’de (al-Raydaniya) karşılaşması (6891-7256); Tuman Bay’ın yenilmesi ve kaçması; I. Selim’in Bulaq’a gitmesi (7257-7307); iki ordunun tekrar karşılaşması (7308-7785); Tuman Bay’ın yakalanması ve asılması (7786-8066); I. Selim’in İskenderiyye’yi ziyareti (8067-8152); önce Yunus’un (ö. 923/1517) sonra Hayr’ın (ö. ?) Mısır sultanlığına tayini; Şam sultanlığına Canberdi’nin (ö. 927/1521) tayini (8153-8257); Ane kalesinin alınması ve İbn-Haneş’in öldürülmesi (8153-8550); Celali isyanlarının başlaması ve bastırılması (8551-8768); I. Selim’in dönüşü ve Istanbul ve Edirne’deki yaşamı; I. Selim’in ölümü (8797-8994).
3. kitap: I. Selim’in ölümü ve cenaze töreni (9252-9319, 9428-9520); I. Süleyman’ın (926-74/ 1520-66) tahta çıkması (9320-9427, 9521-9581); Istanbul’un vasfı (9582-9969); ihanet eden Canberdi’nin Ferhad Paşa (ö. 932/1525) tarafından öldürülmesi (9970-10155); Macaristan seferine çıkılması; Bögürdelen ve Belgrad kalelerinin alınması; Sava nehri geçilerek Serem’e (Syrmium) gidilmesi ve Zemin kalesinin alınması (10156-11500); Rodos seferi ve Rodos’un fethi (11751-12227).
Eserin akıcı bir dili vardır. M.’nin anlattığı konulara uygun kelime seçmeye özen gösterdiği dikkat çekmektedir. Fuad Köprülü tarafından Türki-i basit akımının önde gelen iki temsilcisinden biri sayılan M.’nin bu eserinde kullandığı dil yaşadığı dönemde yazılan aynı tür eserlerle paralellik göstermektedir. Döneminin dil anlayışına göre Türkçe, Arapça ve Farsça kelimeleri birlikte kullanır. Kimi zaman Türkçe arkaik kelime kullandığı görülür. Anlatımını güçlendirmek için edebî sanatlara başvurur. Benzer konudaki eserlerle karşılaştırıldığında eserini tarihçi kimliğiyle değil edebiyatçı kimliği ile yazdığı anlaşılmaktadır.
Şehname’den ilk olarak bahseden Latifi, eserin, I. Süleyman’ın tahta geçişinden Bagdad seferine kadarki fetihlerini anlattığını belirtir, fakat I. Selim dönemini anlattığına dair hiçbir şey söylemez. Aşıq Çelebi aynı eserin I. Selim ve I. Süleyman’ın gazalarını konu ettiğini ve her hikayenin sonunda bir tarih düşürdüğünü belirtir. Ayrıca Ali, Beyani ve Katib Çelebi de tezkirelerinde esere kısaca değinirler. Hammer M.’nin I. Selim ve I. Süleyman’ın seferlerini öven bir Şehname yazdığını, Babinger ise Latifi’nin görüşünü aktararak eserin Qanuni Sultan Süleyman’ın seferlerinden söz ettiğini ve yazmanın bulunamadığını belirtir. M. hakkında bir kaç makale yazan Fuad Köprülü’nun ardından Agah Sırrı Levend ve Abdülkadir Özcan da Şehname hakkında bilgi vermişlerdir. Şehname’nin üzerine 1993 yılında tamamlanan bir doktora tezi bulunmaktadır.
Zagreb Bilimler Akademisi’nde Franz Babinger kitapları arasında (OZJA 411) bulunan bu eser hakkında savaş sırasında yazmaların başka yere taşınması (1992) ve henüz yeni yerlerine konulmaması nedeniyle bilgi edinilemedi. Elde bulunan fotokopi 5 yaprakta, 922/1516 yılında ölen Kürekçibaşı Ahmed Bey için bir mersiye ile bir tarih ve sadece başı olan Fetihname-i Ungurus bulunmasından, eserin manzum olduğu anlaşılıyor.
M.’nin yukarıda adı geçen tarihi eserleri dışında Mecmaü’l-leta’if ve Basit-name isimli iki eseri ve Şütürname isimli bir ahlak ve öğüt kitabı vardır. Hüseyin b. Hasan b. Seyyid el-Hüseyin’in (ö. 818/1415-16) Tarabü’l-mecalis isimli ahlak ve öğüt kitabını tercüme eden M.’nin, çeşitli mecmualarda rastlanan çok sayıda kaside, gazel ve diğer şiirleri bulunmaktadır.
1) Şehname
Yazmalar: (1) Türk Tarih Kurumu Kütüphanesi, Ankara, no. Y-I/1; 78 y., 15 satır, harekeli nesih. Başı ve sonu eksik olan bu nüsha, eserin birinci bölümünü ihtiva eder. (2) Topkapı Sarayı Kütüphanesi, Revan Köşkü, Istanbul, no. 1287; 347 y., 15 satır, talik. Bu nüsha eserin ikinci (1a-231a) ve üçüncü bölümlerini (232b-347b) içermektedir.
Edisyonlar: Hatice Aynur, Mahremi ve Şeh-name’si: I. Kısım Yavuz Sultan Selim Dönemi: İnceleme-Metin-Sözlük-Dizin. Doktora Tezi (Istanbul Üniversitesi, Istanbul, 1993).
2) [Fetihname-i Ungurus]
Yazmalar: (1) Zagreb Bilimler Akademisi, OZJA, 411
Genel Kaynakça
Qafzade Fa’izi, Zübdetü’l-eşar, Süleymaniye Kütüphanesi, Şehid Ali Paşa, Istanbul, no. 1877, 86b. Joseph v. Hammer-Purgstall, Geschichte der Osmanischen Dichtkunst, c.2 (Pesth, 1836-38), 521-22. Fuad Köprülü “Milli Edebiyatın İlk Mübeşşirleri,” Bugünkü Edebiyat. (Istanbul, 1924), 77-81. Fuad Köprülü, “Millî Lisan ve Edebiyat Cereyanının İlk Mübeşşirlerinden Şair Mahremi,” Hayat 5/106 (1928): 2-3. Agah Sırrı Levend, Gazavat-nameler ve Mihaloğlu Ali Bey’in Gazavat-namesi (Ankara, 1956), 176. Katib Çelebi, Keşfü’z-Zünun, haz. Şerafettin Yaltkaya ve Kilisli Rıfat Bilge, c.2 (Istanbul, 1971), 1026. “Mahremi,” Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi (Istanbul, 1985), c.6, 118. Abdülkadir Özcan, “Historiography in the Reign of Süleyman the Magnificent,” The Ottoman Empire in the Reign of Süleyman the Magnificent, ed. Tülay Duran (Istanbul, 1988), 190-191. Âşık Çelebi, Meşa’ir üş-Şuara or Tezkere of Âşık Çelebi, haz. G.M. Meredith-Owens (Londra, 1971), 117b. Kınalızade Hasan Çelebi, Tezkiretü’ş-Şuara, haz. İbrahim Kutluk, 2 (Ankara, 1981), 856-57. Mustafa İsen, “Zagreb Bilimler Akademisinde Bulunan Elyazmaları,” Türk Dünyası Araştırmaları, 29 (1984), 128-136. Fuad Köprülü, “Millî Edebiyat Cereyânının İlk Mübeşşirleri,” Edebiyat Araştırmaları (Ankara, 19862), 281-88. Franz Babinger, Osmanlı Tarih Yazarları ve Eserleri, çev. Çoşkun Üçok (Ankara, 1987), 72. Hatice Aynur, Mahremi ve Şeh-name’si: I. Kısım Yavuz Sultan Selim Dönemi: İnceleme-Metin-Sözlük-Dizin. Doktora Tezi (Istanbul Üniversitesi, 1993). [Mustafa Ali], Künhü’l-Ahbar’ın tezkire kısmı, haz. Mustafa İsen (Ankara, 1994), 271-272. Beyani Mustafa b. Carullah, Tezkiretü’ş-Şuara, haz. İbrahim Kutluk (Ankara, 1997), 251. Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara ve Tabsıratü’n-Nuzama, haz. Rıdvan Canım (Ankara, 2000), 493. Esrar Dede, Tezkire-i Şuara-yı Mevleviyye, haz. İlhan Genç (Ankara, 2000), 473-74. Şener Demirel, “16. yüzyıl Divan Şairlerinden Tatavlalı Mahremî ve Şütür-nâmesi,” Millî Folklor 9/65 (2005): 49-66.